peki ya?

29 Nisan 2009 Çarşamba

kendime intihar notları

Son zamanlarda bir aslanın bir ceylana tepki verdiği gibi tepki veriyor ruhum bedenime. Aldığım her nefes kendimle bir savaş gibi. Acı çekmediğim zamanlarda kendimi uyuşuk hissediyorum, kederim aynı morfin gibi süzülüyor damarlarımda. Kelimelerimde plasibo etkisi var çevreme aldatıcı sinyaller yollayan. Her adımım beni bir önceki dakikaya sürüklüyor, gözümü her kırpışım başka bir dün.. hezeyanlar körüklüyor buhranımı, kılımı kıpırdatmıyorum.

Zaten hayatımda yaşadığım en düzenli ilişkim alkol ve sigarayla olmuştu. Kimbilir belki de hayatıma giren herkese yine de onları tercih etmemin sebebi budur. Ve zaten hayatımdan giden herkesin yok oluşunu da onlarla beraber taçlandırmıştım. Hiçbir şey hatırlamıyorum bile diyemeyecek kadar zehirliyorum kendimi güneşin batışını seyrettiğim her dakikadan itibaren. İçinde adımın geçtiği hiçbir cümle bana değil artık, üçüncü tekilde özümsüyor onlar benliğimi. Özümden yaratıklar fışkırıyor, onlarla beraber kadeh tokuşturuyoruz.

Suni teneffüslere bağımlı devam ettirmeye çalışıyorum içselliğimi. Temas ettiğim hiçbir ten somut değil eskiden yüreğimin bulunduğu yerde. Benim adım boşluk, benim cismim sessiz, benim suretim şeffaf, özümden yoksunlaştırdığım varlığımda. Kalabalıkların içinde buluyorum yalnızlığımı ve birbirimizle bütün meşk ediyoruz geçmek bilmeyen saatlere inat. Güneş bir yerlerden gözümüzün ferine sızmaya çalışıyor, aldırmıyoruz.

Anlattıklarım gülüşlerimden daha da yalan. İzlerimi bulup duruyorum geçtiğimi bile hatırlamadığım sokaklarda. Her sokak lambasının altında bir adam durmuş, yokluğumdan anlamlar yaratmaya çalışıyor bense sadece dudaklarının oynadığını görüyorum. Kovalamacılık oynuyoruz onlarca gölgeyle, her seferinde korkup kaçıyorlar karanlığımdan. Üçüncü tekilime dair sahte övüşler çınlayıp duruyor kulaklarımda hiçbir yanımda herhangi bir övüncümün nesnesi olamayan. Gece benimle satranç oynuyor, ben hep şahımı deviriyorum.

Kendimi öldürme çalışmalarım çok iyi gidiyor. En sevdiğim parçamdan başladım bu kimsenin ağzında konu bile olmayacak sanat eserime. Benimi öyle uzaklaştırdım ki kendimden, o bile teşhis edemeyecek cesedimi çoktan hiç olup gittiğimde. Çocukluğum gibi olacak ölümüm de, yani koca bir hiç. Hiç yaşanmayanı asla dönülemeyenle birleştireceğim bu tezimde. Asla benim olmayan yağmur damlaları düşecek üzerime, kaybolacağım.

Hiçbir hüküm sonsuz değil ve hiçbir ferman kâr etmiyor diyarlarıma. İroniler bombalayacak surlarımı, keşkeler saracak etrafımı güçsüz kalacağım. Toprak saracak yüzümü, kuraklık varacak ömrüme araf olacağım. Ve belki de ilk kez bir değişiklik yapacağım ömrümde:

İlk kez bu sefer mağlup olacağım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder