peki ya?

29 Nisan 2009 Çarşamba

gündüzün perdesi gecenin sesi yalnızlık

sana sunulmuş yalnızlığı meşrulaştırdığında başlıyor aslında hayat. gözünü boyamak için önüne serilmiş bütün o seçeneklerin arasında hiç seçilmeyen ama eninde sonunda kendini ortasında bulacağın tek gerçeklik, senin yalnızlığın. kim bilir belki şu an, çevreni sarmış onlarca siluetin gölgesindesin. kadeh tokuşturmalarının sesi çınlıyor belki senkronik bir düzende dizilmiş kahkahaların altında. kalabalıklar geçiyor, kalabalıklar çöküyor bu her zamanki gibi karanlık günün karanlık akşamında.

o adam aslında hiç olmadı. o kadın hep yandaş arardı çıkmaz sokaklarında geçirdiği zamanlara. garson ! ne duruyorsun ? gül geç; bu da o sarhoş akşamlardan biri daha. hadi katkın bulunsun, hadi biraz gönlün olsun, bir kadeh daha doldursana. içelim meşru kılınmış bütün aldanmışlıklarımıza. geçelim kendimizden bu sıcak gecenin tüyler ürperten soğukluğunda. ilıman bir hüzün sarsın tenimizi, yakıcı bir şimşek çaksın ruhumuzda hiç sabahı gelmeyecek şu lanet dakikalarda.

hey sen ! kadın ! ne güzel de giydirmişsin ahengi o beyaz vücuduna. salınıp duruyorsun yine seni izleyen gözlerin ritmiyle etrafta. saçlarına yerleştirdiğin tutku her savrulduğunda bir canı daha yakmakta. neşen mi bitti, hayırdır ? açsana bir adamı daha şampanya şişesini patlatırcasına. atsana titreyen şuh kahkahalarından meraklıların kucağına şöyle okkalıca. gece uzun, biz demleniriz, sakın korkma. anlık aşklarından birinin yolu dönerse başka adımların yenilerine rastlar sakın korkma.

şşşştt.. sen ! adam ! gözlerini yere dikip de geceyi sarmalayan bakışlarınla yalana vesile olma. daha ötekinin terini üstünden silmeden berikinin tenine değmişsin belli; ihanetinin keskin kokusu kadının kahkahalarına karışmakta. yine kendini kandırmaya mı geldin? yoksa bugünkü neden sadece içki mi? neyse, yorma kafanı bunlarla, garsonu yeni gönderdik, bizim kadehleri doldurmakta. derine bu gecelik bir kılıf, yastığındaki boşluğa geçici bir piyon buluruz ne de olsa.

susmayın, sessizlik kuyruklarına yapışmasın adamla kadının sakın ha. çıkmasın riyaların ve dolambaçlı oyunların arkasına gizlenmiş sandığından yalnızlık ortalığa. ürkütmesin o kendisinden kaçınılamayan bir geceyi daha. kesik kesik alıp verdiğimiz ödünç nefesimiz vesile olsun gayrimeşru yalnızlığımıza. daha hızlı savur saçlarını kadın, daha fazla kirlet tenini adam !

bu hayatı biz seçmedik;
yaşayacak bir ömürlük yalanımız var hala…

15.03.2008 / 23.03

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder