peki ya?

29 Nisan 2009 Çarşamba

ne var ne yok

gün geliyor, bir ömür yandaşın olmuş kelimeler bir perde gibi gözünü kapatıyor. an geliyor bu perde boğazına sarılıp bütün damarlarını kıskıvrak çevreleyerek seni boğup nefessiz bırakmaya çalışıyor. cümleler yerini bilmiyor, anlamlar hizaya gelmiyor, nutkum annesi avuçlarının arasından kopartılmış kaybolmuş bir çocuk gibi can çekişiyor. insan konuşamayınca şu dakikalar hiç geçmiyor. yürek anlatamayınca yaşam prangalarını sürükleyen bir sürgünden daha farksız olmuyor.

şimdi bir es verip, yazmaya yine adınla başlayacağım. seni yazarken usulca sana doyacağım, sana doyarken şakacıktan sen olacağım. ben yazarken yine herkes şaşkınlıkla seyre dalacak, ben söylerken herkes kıskançlıktan çatlayacak, ben sustuğumda herkes birden efkara boğulacak. yine hiçbir kelime bizi anlatamazken yine bir anlığına sanki yanımdaymışsın gibi anlatacağım. sen uzakta bir başkası gibi okuyup herkese katarken kendini, ben yine de hep sana yazacağım.

fikrin ruhuma doluyor anlamsız bir günün herhangi bir saniyesinde düştüğünde aklıma. gözlerin gülüyor diyorlar, acaba gülüyor mudur şu anda diyorum uzaklarda. sesini duyarken ellerim hep bir arayışta, sanki bütünü ikiye bölmüş yarısını adı hasret olsun diye saklamışsın varılamayan diyarlara. dilimin ucuna hep bir sevgi yapışıyor gülüşünü duyduğumda, derimin her zerresinden şefkat fışkırıyor sesin biraz hüzne çaldığında.

hani arada bir biz oluyoruz ya, hani dünyayı bencilce ayaklarımızın altına seriyoruz ya sanki bizi acımasızca ayrı köşelere oturtan o değilmiş gibi, adım adın oluveriyor o zamanlarda. karşımdaymışsın gibi sana bakıyorum, yanımdaymışsın gibi sana değiyorum, zihnimdeymişsin gibi sana varıyorum. yani bende bu sevda varken, ne çıkar sen hiç yanımda olmasan da, ne çıkar adlarımız farklı cümlelerde anılsa, ne çıkar bu yolun hiç sonu olmasa?

birazdan oturup yine sessizce seni seveceğim. bütün düşüncelerim bir özlem olup gizlice damarlarına sızacak. o an belki birden adım gelecek aklına, belki de gaipten kahkahalarım çınlayacak kulaklarında. ve işte o zaman biz yine birlikte olacağız bütün bu mesafenin inadına. ellerim bir ömür yerini aranacaksa ne olmuş? ne olmuş saçlarım bir kere bile tenine savrulamayacaksa?

seni sevmek böyle büyük bir lütufken benim varlığımda,
ben ne yapayım ömrüme teğet geçen sevdaların mum ışığında?


23.03.2008 / 11.35

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder