peki ya?

29 Nisan 2009 Çarşamba

ortak paydada inimiz

yağmurun sesini dinliyorum saatlerdir. duydum ku orada da yağmur yağıyormuş. seni benden ayıran uzaklar yağmuru senden çalamamışlar. yağmurlu bir nisan akşamında buluşuvermişiz yine zamandan ve mekandan gizlice.

yağmuru paylaşıyoruz…

hayatın, zorunlulukların, kaderin ve bize karşı dikilen her yeldeğirmeninin karşısında yine hırçınlaşıyoruz çocuklar gibi ve yine sahip oluyoruz sonsuz şımarıklığımızla mahremiyetimize. mahremiyetimiz sevgimiz, mahremiyetimiz ‘biz’imiz, mahremiyetimiz yenilmez birliğimiz… en umulmadık zamanlarda biz seninle birleşiriz. sen yüzlerce kilometre uzakta o sürekli gittiğin mekanda içkini yudumlarken, ben yorganımın içinde televizyon seyredip mayışırken bile biz aslında birllikteyizdir; kimse bilmez.

kimse bilmez bizim gibi ‘özlem’ i şevkatle saatlerce, günlerce, aylarca kucaklayıp her gece yatarken yastığının kenarına iliştirmeyi. bir efsane olmaya çabalamadan ‘sen’imi ‘ben’im her köşesine
gizleyip sana her istediğimde varışımın haklı gururunu yaşamanın üçüncü çeyreğindeyim şimdi. ve yine geliyor yağmur damlalarının sesleri…

yağmurun sesini dinliyorum saatlerdir. birazdan tane tane zülfüme değecekler. yağmurun nemiyle ürperecek hikayemiz. sen oradan savrulurken ben buradan eseceğim. bir fidan gibi düşüp yüreğimize bir orman gibi göğüs gereceğiz bütün hayaletlerimize. ne de olsa:

yağmuru paylaşıyoruz…

1 nisan 2007 /01.15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder